Konu : Denizde ya da havuzda şakalaşmanın doğuracağı
olumsuz sonuçlar.
Doğadaki en
büyük güçlerden biri sudur.İnsanlar susuz yaşayamazlar. İnsan vücudunun yüzde yetmişi sudur.Yaşamın her alanında
sudan faydanalınıyor. İçmek,yıkanmak,temizlik,sulama,enerji
elde etme ve taşıma(ulaşım)gibi işlerin yanında,havuz,nehir ve denizlerdeki
sudan yararlanarak çeşitli sportif faaliyetler gerçekleştiriliyor.
Günümüzde
havuzlar ve plajlarda yüzmek insanların olmazsa olmaz ihtiyaçlarındandır.Yazın
denizler ve havuzlar insanlar tarafından dolup taşmaktadır.Ancak bunca rağbet
gören deniz ve havuzlar beraberinde beklenmedik tehlikeleri de
barındırırlar.Havuz ve deniz suyundan yararlanmak isteyen kişilerin mutlaka
yüzme öğrenmeleri gerekir.Büyükler; “Suyun şakası olmaz.”derler.Çok doğru sözdür.Çok iyi yüzme bilsek dahi sudaki
şakalaşmalardan kaçınmamız gerekir.
Çünkü
yapacağımız şakalaşma sonucu,kulağımıza su kaçar,fazla su yutar ve boğulmalara
neden olur.Farkında olmadan akıntılı yerlere sürükleniriz.
Havuzdaki parti
kitabından örnek verebiliriz.Moli yüzmeyi bilmemektedir.Arkadaşı Meri Bet ile
havuzda yüzmeyi öğrenmeye çalışırken ,Robi gizlice Moli’ye şaka yapar.Bunun
sonucunda Moli boğulduğunu sanır , çok korkar.Yüzmeyi öğrenmekten vazgeçer.
Yüzme konusunda
çok iyi yüzücü olsak dahi deniz ve havuzda şakalaşmaktan kaçınmalıyız.Aksi
durumda hiç beklemediğimiz tehlikelerle karşılaşırız
Ardıl
İmrek
Bir İşe Başlamak Onu Yarı Yarıya Bitirmektir
Başlamak bitirmenin yarısıdır. Çünkü başlama vakti gelinceye değin belli bir mesafe kat edilmiştir . Hayaller kurulmuş, tasarılar yapılmıştır. Böylece başlamaya niyetlendiğimiz anda zaten yolun yarısını kat etmiş durumda oluruz.
Aslında işin en zor kısmı bir işe başlamaktır. Bir başladığınız zaman gerisi mutlaka gelir. İşin üzerinde çalışırsınız, devam ettirirsiniz ve en sonunda da bitirirsiniz. Burada üşenilen tek bölüm başlama kısmıdır ve o kısmı atlatınca sonu rahat gelir.
Aklımızdaki fikri harekete geçirmek için bir şekilde kendinizi zorlamalıyız. O fikir belki bize çok basit gelebilir ama belki de herşeyi değiştirebilecek bir güce sahiptir.Eğer ki bir şekilde bu fikri gerçeğe dönüştürmek adına harekete geçmezseniz bu fikrin yaratılıcığına hiçbir zaman tanık olamayacaksınız demektir.
Başlamak bitirmenin yarısıdır. Çünkü başlama vakti gelinceye değin belli bir mesafe kat edilmiştir . Hayaller kurulmuş, tasarılar yapılmıştır. Böylece başlamaya niyetlendiğimiz anda zaten yolun yarısını kat etmiş durumda oluruz.
Aslında işin en zor kısmı bir işe başlamaktır. Bir başladığınız zaman gerisi mutlaka gelir. İşin üzerinde çalışırsınız, devam ettirirsiniz ve en sonunda da bitirirsiniz. Burada üşenilen tek bölüm başlama kısmıdır ve o kısmı atlatınca sonu rahat gelir.
Aklımızdaki fikri harekete geçirmek için bir şekilde kendinizi zorlamalıyız. O fikir belki bize çok basit gelebilir ama belki de herşeyi değiştirebilecek bir güce sahiptir.Eğer ki bir şekilde bu fikri gerçeğe dönüştürmek adına harekete geçmezseniz bu fikrin yaratılıcığına hiçbir zaman tanık olamayacaksınız demektir.
Barlas SAĞLAMTİMUR3-D
GÜLME KOMŞUNA GELİR BAŞINA
Hepimiz
günlük hayatta bazı aksilikler ve olumsuzluklar yaşayabiliriz. Her insanın
zaman zaman gülünç duruma düştüğü anlar olabilir ya da herkes zamanla
istenmedik durumlara düşebilir.
İnsanlar zor durumda kaldıklarında onları
kırmamak, düştükleri bu durumla dalga geçmemek gerekir. Çünkü yaşanan bu olay
gün olup bizim başımıza da gelebilir. O gün geldiğinde üzülmemek, kendimizi
kötü hissetmemek için biz de insan ilişkilerinde böyle anlarda anlayışlı olmaya
özen göstermeliyiz.
İnsanoğlu
gün olur iyi günler geçirir gün olur çalkantılı bir suda boğulmamak için
mücadele eder. Böyle anlarda en yakınlarımız olan ailemize ve dostlarımıza
ihtiyaç duyarız. Zor günümüzde yanımızda onarlı bulabilmemiz için biz de
onların zor günlerinde onlara destek olmalıyız.
Çağan
Adem
3-D
KARARVERİP BAŞLAYINCA ZORDA OLSA
BİTER
Bir işe başlamak bitirmenin yarısıdır. Ata sözünü düşündüğümüzde aslında; Başlamak yapacağımız o işin tamamıdır.
Yani o işin nasıl yapılıp ,nasıl sonuçlanacağı konusundaki kafamızdaki düşüncelerin ilk yolu başlama kararını vermektir! Ve gerisi kendiliğinden gelecektir.
Bu yukarıdaki yazdıklarımızı örneklendirecek olur isek Örneğin: Bisiklete binenleri gördüğümüzde onlara büyük bir hayranlıkla,Özenerek bakıyor ve neden bende bisiklet süremiyorum diye üzülüp,öğrenirken düşüp yaralanırım diye korkuyorsak bunun üstesinden gelebilmek için,ben bisiklet sürmek istiyor muyum sorusuna evet istiyorum ! Cevabını veriyor isek bu kararı verdik demektir.Gerisi bir bisiklet sahibi olmak ve bisiklet sürmeyi bilen bir büyüğümüzden yardım almak işe başlamaktır! Ve sonunda düşmek de olsa. Yaralanma korkusu da olsa ,başladığımızda bu işin okadarda korkutucu ve zor olmadığını gördüğümüzde o yapmaya başladığımız işten nekadar çok zevk aldığımızı ve mutlu olduğumuzu hissedeceğiz .
Bu yukarıdaki örnekte bize gösteriyorki ;Birşeyi ister ve o istediğimiz şeyi azimlilikle,kararlılıkla ve çalışmayla başardığımızı gördüğümüzde zor olduğunu düşündüğümüz şeylerin karar verip başlayınca nekadar kolay ve zevkli olduğunuda görmüş oluruz.
DENİZ CEM ÇETİN
Bir işe başlamak bitirmenin yarısıdır. Ata sözünü düşündüğümüzde aslında; Başlamak yapacağımız o işin tamamıdır.
Yani o işin nasıl yapılıp ,nasıl sonuçlanacağı konusundaki kafamızdaki düşüncelerin ilk yolu başlama kararını vermektir! Ve gerisi kendiliğinden gelecektir.
Bu yukarıdaki yazdıklarımızı örneklendirecek olur isek Örneğin: Bisiklete binenleri gördüğümüzde onlara büyük bir hayranlıkla,Özenerek bakıyor ve neden bende bisiklet süremiyorum diye üzülüp,öğrenirken düşüp yaralanırım diye korkuyorsak bunun üstesinden gelebilmek için,ben bisiklet sürmek istiyor muyum sorusuna evet istiyorum ! Cevabını veriyor isek bu kararı verdik demektir.Gerisi bir bisiklet sahibi olmak ve bisiklet sürmeyi bilen bir büyüğümüzden yardım almak işe başlamaktır! Ve sonunda düşmek de olsa. Yaralanma korkusu da olsa ,başladığımızda bu işin okadarda korkutucu ve zor olmadığını gördüğümüzde o yapmaya başladığımız işten nekadar çok zevk aldığımızı ve mutlu olduğumuzu hissedeceğiz .
Bu yukarıdaki örnekte bize gösteriyorki ;Birşeyi ister ve o istediğimiz şeyi azimlilikle,kararlılıkla ve çalışmayla başardığımızı gördüğümüzde zor olduğunu düşündüğümüz şeylerin karar verip başlayınca nekadar kolay ve zevkli olduğunuda görmüş oluruz.
DENİZ CEM ÇETİN
3/D
Kötü Şaka
Sıcak bir yaz günüydü . Biraz hava almak
için yazlık evimizin balkonuna çıkmıştım . Havuzun başında insanların
toplandığını ve bir telaş içerisinde koşuşturduklarını gördüm. Çok merak
ettiğim için annemden izin alıp aşağıya indim.
Arkadaşım Ali de aşağı inmişti . Ona ne
olduğunu sordum . Havuza yüzmek için giren çocukların şakalaştığını ve bu şaka
sonunda birisinin boğulma tehlikesi atlattığını söyledi . Orada bulunan herkes
hem su şakalarının olumsuz sonuçlar doğuracağını anlatıyor , hem çocuğa ne
olacağını düşünerek üzülüyorlardı . Doktor olaya müdahele ediyordu . Yaklaşınca
boğulanın arkadaşımız Ahmet olduğunu gördük ve biz de çok kaygılandık .
Sonunda arkadaşımıza bir şey olmadı ama
hepimiz çok telaşlandık . Suda şaka yapmanın çok tehlikeli bir şey olduğunu da
böylece öğrenmiş olduk .
Deniz
GirmezKONU: Bir işe başlamak onu yarı yarıya bitirmektir.
Ben bu sözü kendi yaşantımda çok fazla yaşıyorum. Örneğin her ayda 1 ya
da 2 kere çalışma masamı düzenlemem gerekiyor. Genelde ben bunu yapmaya
üşeniyorum ama masamı düzeltmeye
başlayınca bir bakıyorum işimin yarısı
bitmiş.Benim için önemli bir örnek de bu kompozisyonu yazmaya başlamış olmam.
Şu an neredeyse kağıdın yarısına
geliyorum……………..
Başkalarının yaşantısında ise çok fazla göremiyorum bu sözü yaşayıp
yaşamadıklarını, ama eminim yaşıyorlardır. Neyse ben gördüğüm kadarını yazayım.
Mesela biz babaanneme gittiğimizde
o bize yemek yapmaya başlıyor. Ben de o arada tablet
oynuyorum. Tabletimle oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Babaannemin
yanına gittiğimde bakıyorum yemeğe, yarılanmış bile!
Ben bu cümleyi ‘’çorap
söküğü gibi gelmek’’
deyimine çok benzetiyorum. Aynı
zamanda ‘’bir işe başlamazsan o işi
yarılayamazsın bile’’
anlamını çıkarıyorum.
Dilay Türkyılmaz 3-D
Konu;Denizde ve havuzda nelere dikkat etmeliyiz;
Yaz geldiğinde havalar ısındığında büyükler ve çocuklar
tatillerini denizlerde ve havuzlarda
geçirir.Buralarda güzel vakit
geçirmek için kötü olayların yaşanmaması için dikkat edilmesi gereken kurallar
vardır.Yüzme bilmiyorsak büyüklerimiz olamadan suya girmemeliyiz.Su içerisinde
iken şaka yapmamalıyız.
Örnek verecek olursak size kötü bir anımı
aktaracağım;Birgün havuzda oyun oynarken arkadaşımla su savaşı yapmaya
başladık.Gözüme,ağzıma,burnuma çok fazla miktarda su kaçtı.Bir müddet gözlerimi
açamadım ve etrafı göremedim.Nefes almadan su içerisinde dengemi
kaybettim,panikledim ve yüzemedim.Bu durumun sonucunda boğuladabilirdim.Havuzda,denizde
gerekli olan tüm kuralları yerine getirmeli ve arkadaşlarımızla oyun oynarken
çok dikkatli olmalıyız.
EFE CAVLAK
3-D
Çocukların bazen yapmak istemedikleri sorumlulukları olabilir.
Bunlar şunlar olabilir
Test çözme
Odanı toplama vb. şeyler olabilir.Ama
bir işe başlamak onu yarı yarıya
bitirmektir.Mesala ben ödevimi yapacağım yapacağım
demedim yaptım.Mesala babalarımız, onlar
para kazanıcağım demekle boş zaman geçirmez başlarlar çalışmaya.Eğer siz cum-
hurbaşkanı olmak istiyorsanız ,
büyüdüğümde cumhurbaşkanı demek yerine şimdiden çalışmaya başlayın.Yani demek
istediğim
onu yapıcam diye hayal kurmak yerine önce o işe başlayın .Ama bir işe
başlamak için sağlınızın yerinde olması gerekir.
Eğer sağlımız yerinde değilse ozaman önce sağlımızla ilgilenmemiz gerekir
ve o işi erteleriz.
Sonuç olarak önce istediğimiz işe başlamalıyız zaten devamı çorap söküğü
gibi gelir.
EGE ÇETİN
DOĞAN
Konu:Denizde
ya da havuzda şakalaşmanın doğuracağı sonuçları, kendi yaşantınızdan,
başkalarından ve kitabınızdan yararlanarak açıklayınız.
Havuzda ya da denizde şakalaşmak hayatımıza
mal olabilir. Bunları size birkaç örnekle açıklayayım.
Size birinci örneğimi söyleyeyim;
* Birgün annemin
hastanesine onyedi-onsekiz yaşında biri gelmiş.Yatağa bağlıymış. Ellerini,
kollarını, başını hareket ettiremiyormuş. Sadece gözlerini hareket
ettiriyormuş. Ayrıca da konuşamıyormuş. Annem bu olayın nasıl olduğunu
sormuş.Çocuğun annesi “Yıllar önce deniz kenarında arkadaşlarıyla
oynarken atlama yarışı yapıyorlardı, o sırada oğlum atlıyordu, deniz de derin
değildi atladı ve boynu kırıldı, çok fazla ameliyat geçirdi fakat başarılı
olmadı,oğlum çok genç.Oyun arkadaşları şu an üniversitede okuyor”
demiş
* İkinci örneğim ise
ben plajdayken olan bir olay;
Plajda iki genç oyun
oynuyorlardı.Fakat oyun eşek şakası gibi.Birisi diğeri hiç fark etmeden denize
batırdı.Adam boğulacaktı ancak güldü.Aynısını arkadaşına yaptı.
* Üçüncü örnek ise
kitaptan;
Biliyorsunuz Meri
Bet, Moli “ye yüzme öğretiyordu.Fakat Robi onu aşağı çekti.
Meri Bet Moli”yi
bıraksaydı Moli ölebilirdi
Sonuç olarak asla suyla şaka yapmamalıyız.
ELİF KURAN
3-D
GÜLME KOMŞUNA GELİR BAŞINA
Başka
insanların başına gelen olaylar karşısında anlayışsız ve alaycı bir tavır sergilersek
bizim de başımıza benzer bir olay gelebilir. Çünkü o insanların ahını almış
olabiliriz.
Sadece komşumuza değil arkadaş akraba ve çevremizdeki
herkesin başına sıkıntılı bir durum gelebilir. Bizler çevremizdeki insanların
sıkıntılarıyla dalga geçmek yerine yardımcı olmalıyız, teselli etmeliyiz.
Örneğin bir
arkadaşımızın yazılıdan düşük not almasıyla dalga geçersek bir gün biz de aynı
duruma düşebiliriz. Böylece güldüğümüz şey başımıza gelmiş olur. Mesela
kardeşimin benim başıma geldiğinde güldüğü olaylar hep onun da başına geliyor.
Bu yüzden ona en uygun cümle ‘’Gülme
komşuna gelir başına ‘’ demek olur.
Kısaca gülme komşuna gelir başına
Elif
YÜZGEÇCİOĞLU
Konu: Denizde
ya da havuzda şakalaşmanın doğuracağı
olumsuz sonuçlar. 01/03/2015
SUDA
OLABİLECEK KAZALAR
Su
canlıların yaşam kaynağıdır. Su olmazsa hayat olmazdı.Suyun hayatımızdaki önemi
büyüktür.Susuz insanlar yaşayamaz.
Hayatımız için bu kadar önemli olan su, bazende hayatımızı kaybetmemize
sebep olabir.Biz insanlar tatil dediğimizde aklımıza deniz, güneş,havuz gelir.
İnsanlar tatilleri yaparken çok dikkat etmelidir.Yüzme bilmeyen insanlar denize
tek başına aslı girmemelidir.Ya da bir büyüğüyle denize girmelidir.Arkadaşalar
bir araya geldiğinde deniz de çocukça şakalar yapabiliyor. Bir an bile
düşünmeden oyunlar oynayıp şakalara başlıyorlar.Aslında bu çok tehlikeli bir
durum. Su ile şaka olmaz.Hayatımızı kaybetmemize sebep olabilir. Birde
çevremize baktığımızda yaz aylarında kanallarda yüzenleri görüyoruz. Birçok
insan kanallarda yüzmenin bedelini canıyla ödedi fakat bundan ders alan pekde
olmadı.Bu en tehlikelisi akıntıya
kapılma oranı çok yüksektir. Bu gibi durumlarda çok dikkat etmeliyiz.
Su
ile şaka olmaz.Lütfen daha dikkatlı olalım,daha duyarlı olalım,şakanın nerde
nasıl yapmamız gerektiğine dikkat edelim.
Hilal Efsun DEMİR
3/D 664
BİR İŞE BAŞLAMAK ONU YARI YARIYA
BİTİRMEKTİR
Görev ve sorumluluklarımızı her zaman iyi bilmeliyiz. Tembel olmamalıyız.
Eğer yapacağımız işleri ertelersek, bitirmemiz uzun zaman alabilir.
Örneğin: Okumamız gereken bir kitaba biran evvel başlarsak, çabucak
bitiririz ama okumazsak bitmesi uzun sürer. Bu bizi de sıkıntıya sokar. Aynı
şey ödevlerimiz için de geçerlidir.
Kısacası bir işin en zor yanı o işe başlayabilmektir. Ama bir kere başarabilirsek gerisi daha kolay
gelir. Bir işi başarabildiğimizi görmek bizi motive eder.
NEHİR ZENGİNGÜL
3/D
‘’BİR İŞE BAŞLAMAK ONU YARI
YARIYA BİTİRMEKTİR.’’
Bir işe başlamak onu yarı
yarıya bitirmek demektir.Hayatımızda mutlaka işlerimizi bitirmek için
başlamamız gerekir,hiç başlanılmayan bir iş hiçbir zaman bitmeyecektir.
Başlanılmayan bir iş,ya hiç
yapılmaz,ya da yarıda kalacaktır.Bu bir seyehat,gezi,toplantı,yemek,tiyatro
veya sinema organizasyonu olabilir.
Hayatta başarılı olabilmek
ve yol alabilmek ve yol alabilmek için okulumuzu,derslerimizi,ödevlerimizi
erkenden başlayıp yarıda bırakmadan tamamlamalıyız.
Babam bana her zaman iş
çeşidi farketmeden başarılım- olmak istiyorsan,zorsunmadan planlı bir şekilde
işe başlamamı ve devam ettirip sonlandırmam gerektiğini söyler.Böylece hayatım
boyunca karşılaşacağım zorluklarda yılmadan başarılı olacağım hakkında beni
teşvik eder.
Sonuç olarak,hayatımızın her
anında tüm işlerimize geç kalmadan başlamalı ve bitirmeli,asla yarıda
bırakmamalıyız.
İnsan sosyal bir varlıktır. Günlük hayatında bir arada yaşadığı,
karşılıklı etkileşim içinde olduğu birçok insan vardır. bu insanlarla güzel
ilişkiler kurmak kişinin kendi elindedir. Bu ilişkiler esnasında karşılıklı
sevgi ve saygı çerçevesinde davranılmalıdır.
Her insanın zaman zaman gülünç duruma düştüğü anlar olabilir. Ya da
herkes zamanla istenmedik durumlara düşebilir. Bu durumda karşımızdaki insanını
kınamamak, onların düştüğü bu durumla dalga geçmemek gerekir. Çünkü yaşanan bu
olay gün olup bizim başımıza da gelebilir. O gün geldiğinde üzülmemek,
kendimizi kötü hissetmemek için biz de insan ilişkilerinde böyle anlarda
anlayışlı olmaya dikkat etmeliyiz
İstanbul kapalı çarşıya kervanlar gelir. Tüccarların siparişleri kumaş
,kürk, baharat neyse dağıtılır. Daha sonra tüccarlardan paraları tahsil
edilirmiş.
Yine bir alışveriş sonrasında, tüccarın biri hesap yaparken dört işlem hileleri ile kervancıyı 400-500 altın içerde bırakır.
Hesaptaki yanlışlığı anlayamayan kervancı Bağdat, Hicaz ve Mısıra seferine çıkar.
Tüccarda, şimdi bu Mısırdan altı-yedi ayda zor döner. Bende bu parayı işletirim. diye düşünür.
Kervancı yol uzun ,zaman bol bütün hesapları tekrar tekrar inceler.
Tüccarın yaptığı hileyi anlar .Kervan Bağdat’a girmek üzereyken, kervanı oğlu ve güvendiği bir kişiye emanet eder,
-Siz beni Bağdat’ta bekleyin. der.
İyi bir Arap atı alıp dört nala İstanbul’a dönmeye başlar.
Yolda, bu adam bu parayı hemen öyle vermez diye düşünüp bir plan kurar .İstanbul’daki dostlarında plan için yardım ister.
Ertesi gün tüccarın dükkanına iki kadın gelir.
Tüccara ,
-Sorup soruşturduk bu civarda en dürüst ,en güvenilir kişi sizmişsiniz .Biz Hicaza gideceğiz. Size bu iki çantayı emanet etmek istiyoruz. derler.
Çantaları açıp tüccara gösterirler. Çantaların için inci, altın, pırlanta, envaği çeşit mücevher.
-Olurda gelemezsek bunlar size helali hoş olsun. Bize bir dua okutur, belki bir hayrat yaptırırsın. derler.
Bunları duyan tüccar sevinçten uçar. Kadınları hürmet ,ziyafet.
Bu sırada kervancı içeri girer,
Bunu gören tüccar ,daha kervancı lafa başlamadan ,
-Yahu hoşgeldiniz. Bizim hesapta bir yanlışlık olmuş .paralarını ayırdım. Çocukları tembihledim, eğer ölürsem kervancının parasının mutlaka verin. Ben kul hakkı yemem kardeşim. der.
Parayı hemen verir.
Bu sırada kadınlar, –Biz bu sene gitmekten vazgeçtik .Kısmetse seneye !.deyip dükkan
çıkarlar.
Oyuna geldiğini anlayan tüccar ,kervancının peşinden koşup ,
-hani sen Mısır'a gidecektin .yaktın beni! diye bağırır.
Atına binen kervancı,
-yanlış hesap adamı Bağdat’tan döndürür der ve yoluna gider.
Zor günümüzde yanımızda onları bulabilmek için biz de onların zor gününde onlara destek olmalıyız. İnsanların zor zamanlarında onlara destek olmayıp, onlarla alay etmek erdemli bir insana yakışmayacak davranışlardandır. Bu yüzde atalarımız(gülme komşuna gelir başına)demişlerdir.
SİNEM
Yine bir alışveriş sonrasında, tüccarın biri hesap yaparken dört işlem hileleri ile kervancıyı 400-500 altın içerde bırakır.
Hesaptaki yanlışlığı anlayamayan kervancı Bağdat, Hicaz ve Mısıra seferine çıkar.
Tüccarda, şimdi bu Mısırdan altı-yedi ayda zor döner. Bende bu parayı işletirim. diye düşünür.
Kervancı yol uzun ,zaman bol bütün hesapları tekrar tekrar inceler.
Tüccarın yaptığı hileyi anlar .Kervan Bağdat’a girmek üzereyken, kervanı oğlu ve güvendiği bir kişiye emanet eder,
-Siz beni Bağdat’ta bekleyin. der.
İyi bir Arap atı alıp dört nala İstanbul’a dönmeye başlar.
Yolda, bu adam bu parayı hemen öyle vermez diye düşünüp bir plan kurar .İstanbul’daki dostlarında plan için yardım ister.
Ertesi gün tüccarın dükkanına iki kadın gelir.
Tüccara ,
-Sorup soruşturduk bu civarda en dürüst ,en güvenilir kişi sizmişsiniz .Biz Hicaza gideceğiz. Size bu iki çantayı emanet etmek istiyoruz. derler.
Çantaları açıp tüccara gösterirler. Çantaların için inci, altın, pırlanta, envaği çeşit mücevher.
-Olurda gelemezsek bunlar size helali hoş olsun. Bize bir dua okutur, belki bir hayrat yaptırırsın. derler.
Bunları duyan tüccar sevinçten uçar. Kadınları hürmet ,ziyafet.
Bu sırada kervancı içeri girer,
Bunu gören tüccar ,daha kervancı lafa başlamadan ,
-Yahu hoşgeldiniz. Bizim hesapta bir yanlışlık olmuş .paralarını ayırdım. Çocukları tembihledim, eğer ölürsem kervancının parasının mutlaka verin. Ben kul hakkı yemem kardeşim. der.
Parayı hemen verir.
Bu sırada kadınlar, –Biz bu sene gitmekten vazgeçtik .Kısmetse seneye !.deyip dükkan
çıkarlar.
Oyuna geldiğini anlayan tüccar ,kervancının peşinden koşup ,
-hani sen Mısır'a gidecektin .yaktın beni! diye bağırır.
Atına binen kervancı,
-yanlış hesap adamı Bağdat’tan döndürür der ve yoluna gider.
Zor günümüzde yanımızda onları bulabilmek için biz de onların zor gününde onlara destek olmalıyız. İnsanların zor zamanlarında onlara destek olmayıp, onlarla alay etmek erdemli bir insana yakışmayacak davranışlardandır. Bu yüzde atalarımız(gülme komşuna gelir başına)demişlerdir.
SİNEM
BAYSAL
GÜLME KOMŞUNA GELİR BAŞINA
Bir
tanıdığımız zor durumda olursa, ona gülmemek, yardım etmek gerekir.
Komşumuza,
akrabamıza vb. tanıdıklarımıza zor durumdalarken alay edersek, onlarda biz zor
bir durumda kaldığımızda yardım etmezler. Bu böyle sürer. O komşuların arasında
bir düşmanlık oluşabilir. Ayrıyeten tanıdıklarımıza hangi durumda
güldüysek o durum başımıza gelir. Bir zamanlar kısa boylu bir kadın yaşarmış.
Bu kadın çok yoksulmuş. Kadının mesleği ev hanımı adı da Meliha’ymış. Kocasının da adı Mehmet, mesleği
çiftiymiş. Bu yoksul ailenin zengin komşularıda
varmış. Komşularının biri doktor, öbürü mühendismiş. Bu komşuların arası
çok iyiymiş. Bir gün gün yaptıklarında konu dönmüş dolaşmış zenginliğe,
fakirliğe gelmiş. O arada yoksul ailenin komşusu doktor “Siz çok fakirsiniz , bir de
sen çok kısasın. Ben fakirlerle asla arkadaşlık kurmam” demiş. Yoksullarda tek
kelime etmeyip evlerine gitmişler. Aradan
bir ay geçmiş. Bir ayın sonunda Meliha Hanım evinden çıkmış. Bir de ne
görsün? Bütün komşularının lüks evleri gitmiş. Yerine küçük kulübeler gelmiş.
Meliha Hanım yeni komşular sanıp eve girince doktor ve mühendisi görmüş. “Burası sizin eviniz mi?” diye sormuş. “Evet” demişler. Öbür komşularda
küçük kulübelerde yaşıyorlarmış. Mehmet Bey evine bütün komşularını çağırmış.
Uzun bir konuşma sonrasında*Gülme komşuna gelir başına* demişler.
Bu metindede anlaşılacağı gibi biriyle alay
edersek başımıza daha kötüleri gelir.
TARİH: 28/02/2015
YAZAN: SİNEM KUBAT
3-D
Konu: Gülme Komşuna Gelir Başına
İnsanlar günlük yaşamında karşılıklı etkileşim içinde
olduğu birçok insan vardır. Bu insanlarla iyi ilişkiler kurmak kişinin kendi
elindedir. Bu ilişkiler esnasında karşılıklı saygı ve sevgi çerçevesinde
davranılmalıdır.
Her insan hayatın içerisinde zaman zaman gülünç duruma
düştüğü anlar olabilir. Ya da herkes zamanla istenmedik durumlara düşebilir. Bu
durumda karşımızdaki insanı yadırgamamalıyız. Onların düştüğü bu durumla dalga
geçmemek gerekir. Çünkü yaşanan bu olay gün olup bizim başımıza da gelebilir. O
gün geldiğinde üzülmemek, kendimizi kötü hissetmemek için biz de insan
ilişkilerinde böyle anlarda anlayışlı olmaya dikkat etmeliyiz.
İnsanların her zaman hayatı günlük güneşlik geçmez. Birçok fırtına, hayat
denizinde bizleri beklemektedir. Gün olur iyi günler geçirir, gün olur
çalkantılı bir suda boğulmamak için mücadele ederiz. Böyle anlardan en kolay
şekilde kurtulabilmek için dostlarımıza ve diğer insanlara ihtiyaç duyarız. Zor
günümüzde yanımızda onları bulabilmek için biz de onların zor gününde onlara
destek olmalıyız, insanların zor zamanlarında onlara destek olmayıp, onlarla
alay etmek erdemli bir insana yakışmayacak davranışlardandır.
SÜLEYMAN ŞEYHMUS DÖNMEZ 3/D 272
GÜLERKEN KIRMAYALIM
Tanıdığımız
ve ya tanımadığımız bir kimsenin başına komik bir şey geldiği zaman herkesin
içinden gülmek gelebilir.
Ancak
unutmamamız gereken bir şey var.
Bu gün onun başına gelen komik şey, az sonra ya da daha
sonra bizim başımıza gelebilir. İki yıl önce yazın havuz kenarında
arkadaşlarımla oyun oynarken ayağı kaydı. Düşüp, başını yere çarptı. Biz gidip
arkadaşımıza bir şey odlumu diye sorduk. Gülmedik, alay etmedik çünkü gün
boyunca hepimizin defalarca ayağımız kayıyordu. Gülmek ve ya alay etmek
karşımızdaki insana saygısızlık olur. O kişiyi daha çok üzer ve utandırır.
Komik bir
duruma düşen kişi zaten üzülüyor.
İnsanları daha çok üzüp kırmamalıyız.
UYGAR
BEYHAN
3-D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder